- birden, birdenbire
- ЗЭУ(Э), ошIэдэмышIэу, IомышIэдэмышIэу/уащхъуэдэмыщхъуэу, зыIэзыбжэу/зыIэзыбжьэу, емыжагъэу/емыжьауэ, емыжэуэ/емыжьэуэ, зэшэзэпIэу, ПЭМЫПЛЪЭУ(Э), ымышIахэу/имыщIэххэу
Турецко-адыгский словарь. Хъуажъ Фахъри. 2007.
Турецко-адыгский словарь. Хъуажъ Фахъри. 2007.
birden — zf. 1) Bir defada 2) Ansızın Birden döndüm ve tahminimde haklı olduğumu anladım. R. H. Karay 3) Birlikte, beraberce, hepsi bir arada Şimdi, ikisi birden gülmekten kırılıyorlar. Y. K. Karaosmanoğlu 4) Çabucak Birleşik Sözler birdenbire hep birden … Çağatay Osmanlı Sözlük
ansızın — zf. Hatıra gelmeyen bir sırada, ani, anide, aniden, ansız, apansız, apansızın, birden, birdenbire, dangadak, durup dururken, gürpedek, larpadak, patadak, pattadak, rappadak, şakkadak, şapadanak, şappadak, şırakkadak, yekin yekin, bedaheten,… … Çağatay Osmanlı Sözlük
yekten — zf. 1) Birden, birdenbire Sabunlu elleriyle kapıyı açıp da kâhya kadın, selam sabahtan evvel, yekten ona, Rabia yı niçin öğleden sonra dersten alıkoyduğunu sorunca şaşırdı. H. E. Adıvar 2) Durup dururken … Çağatay Osmanlı Sözlük
YEGDEN — f. Birden, birdenbire … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
BADİRE — Birdenbire meydana gelen hâl. Felâket. Musibet. * Kabahat. * Birden, zahmetsizce söylenen söz. * Kılıcın, namlunun veya her çeşit nebatın ucu. * Zor geçit … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
boşanmak — den 1) Karı ve koca mahkeme kararı ile birbirinden ayrılmak Ne oldu da kocasından boşandı, sen anladın mı? M. Ş. Esendal 2) Hayvan, başlığından, koşum takımından veya bağından kurtulmak 3) nsz Birdenbire ve bol bol akmak Bir zamandır kendimi… … Çağatay Osmanlı Sözlük
durulmak — 1. Durma işi yapılmak Mor dağlara karargâhlar kurulur / Eteğinde bölük bölük durulur. B. S. Erdoğan 2. nsz 1) Duru duruma gelmek Bulanık su duruldu. 2) Gürültü, kımıldanış, karışıklık, yağış, yel dinmek, sükûn bulmak Kar ve fırtına durulmuş, hava … Çağatay Osmanlı Sözlük
koparmak — i 1) Kopmasını sağlamak, kopmasına yol açmak O koskoca lenduha gibi gövdenle ipi koparırsın da başımıza iş çıkarırsın! O. C. Kaygılı 2) nsz Daldan, ağaçtan alıp toplamak Yorulunca omzuma çıkar, çiçek koparmak isterse beni çağırır. H. E. Adıvar 3) … Çağatay Osmanlı Sözlük
sarsıntı — is. 1) Sarsılma işi, birden sallanma Bu sarsıntı ile başından fırlayıp yerde tekerlenen kasketini kovaladı, tekrar başına geçirdi. H. Taner 2) Titreme, titreyiş Başını sırasının üstüne saklamış, omuzları hafif sarsıntılarla titriyordu. R. N.… … Çağatay Osmanlı Sözlük
mat etmek — 1) satranç oyununda yenmek İki kişiyi birden satrançta mat ettim. A. Gündüz 2) bir tartışma sonunda karşısındakini cevap veremez duruma düşürmek Başkaları onları mat etmeden onlar kendi çelişkileri ile kendilerini çelmeliyorlardı. H. Taner 3)… … Çağatay Osmanlı Sözlük
MÜTEHEVVİRÂNE — f. Birdenbire saldırarak. * Kızgınlıkla. Hiddetlice. Birden öfkelenir surette … Yeni Lügat Türkçe Sözlük